30 Mayıs 2011 Pazartesi

HİÇLİK MAKAMINA!!!!

Ayın 12 sinden sonra yokum canlarım ciğerlerim...Durumum yazlık spor'a dönüşecek. Yazlıkta bir takım düzenlemeler yaptık. 30 senedir kullandığımız ağaç çerçeveler değişti. Arkasından boya işi çıktı, bunlar olurken çimler molozların altında kaldı bu sefer çimleri söktürdük toprak eklettik şimdi çimler tekrar dikilecek.Aynı anda domates, biber, patlıcan, yeşillik yan bahçeye dikilecek. Ev baştan aşağıya temizlenecek. O bitecek bahçe masası zımparalanacak tik yağı sürülecek. Çardak kurulacak. Nasıl olacak bu işler bilmiyorum şaştım kaldım derkeeeeeeeeeeeeen  üst kattaki banyonun boruları patlamış.... Oraya gitmem lazım ama kızların kursları, geceleri, yemekleri derken gidemiyorum...
İnşallah gideceğim işleri düzene sokacağım.Delfin çok hastalandı bu arada. Daha önce yazmıştım bir virüs var diye onu tekrar geçirdi. Ardından reflü olduğu ortaya çıktı. Alerjisi inanılmaz çoğalmış. Odasındaki halılara kadar kaldırdık gerçi halı antibaktriyeldi söyledim doktora, ama" hikaye onlar " dedi. Buyur bakalım.....Çok uykusuz kaldım. Çok yoruldum. Bir tatili hak ediyorum değilmi? mersi...  :)) Bu işlemler bitince bazı kareler çekip koyabilirim bloga..
Aslında yazmak istediğim bir konu var..Bu uzun uzadıya konuşulacak bir konu ama aynı zamanda uçta bir konu.. Girip te konuya çıkamama gibi bir durum olabilir..
Hiç bir partiyi, yada tarafı tutan bir insan değilim. Yetiştirilme tarzımdan dolayı bu güne kadar, öğretim dönemimde, sonraları Cumhuriyet yürüyüşleri de dahil hiç bir organizasyon içerisinde bulunmadım. İnandığım savunduğum değerleri oy atma hakkım geldiğinde, sandıkta tavrımı gösterdim.
Ama ben bir konuşup tepki göstermek istiyorum müsaadenizle...
Bugünlerde seçim nedeniyle gazetelerin dediği gibi "Arenalarda" hiç hoş olmaya ambiyane tabirle bel altı konuşma tarzları, sokak ağzı jargonu almış başını gidiyor..Utanç verici!! kim bilir kaç kişi, kaç zamandır aynı şeyleri düşünüyordur..
İnsanların gözünün içine bakarak yalan söylemek!!!!!!! İnsanlık olarak çok ama çok tü kaka bir durum, ciddi ve şiddetle kınıyorum ve insanlığımdan, yalanları söyleyenlerin yüzünden utanç duyuyorum. Bu yalanları söyleyen insanlarda, bir anadan doğdular, bebekliklerini yaşadılar. O koltuk nasıl bir koltuktur ki? masum doğan bir sabinin, gün gelip o arenalarda tüküre tüküre insanlara yalan söyleyebilir duruma getirebilir?? Şerefli  olmak  insanlığın en önemli değeridir bence..Başkasının mahremiyetine saldırmak, başkası hakkında yalan söylemek, olmayacak vaatlerde bulunmak, Yapmadığı şeyleri yapmış gibi göstermek, insanları sindirmeye çalışmak, baskı kurmak, seçmenlerine küfür etmek, şiddet kullanmak....... Nasrettin Hocanın bir yazısını yayınlamıştım burada  ozaman içinden buraya hep aynı düzenden gelmiş insanoğlu.Hala geçerliliğini koruyan bir konu...

Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
...“Sen kimsin?”“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında!
Yaaaaa işte böyleee....

Çok fazla dengeler değişti. Toplumu yozlaşmanın eşiğinden kurtarmak zor. 1982 öncesinde yaşamış olanlar, o zamanların yaşantısına bir çoğumuz dönmek ister belkide.. Daha öncede siyasette bazı şeyler yaşanmıştır ama bu son zamanlardaki içinde bulunduğumuz durum çok ürkütücü.. Ülkemdeki herkesin üretmesini istiyorum, herkesin kendince mutlu olmasını istiyorum, ulaşılamayan köylerin olmamasını istiyorum, Karda kilometrelerce yürüyerek çocukların okullara gitmemesini istiyorum, sosyal haklarını alamayan insanların grevlerde günlerce perişan olmamasını istiyorum, susuz elektriksiz evlerin olduğunu bilmek istemiyorum, kapanan fabrikaların hayallete döndürdüğü organize sanayi bölgeleri görmek istemiyorum. Emekli olduğu halde çocuğunun okul masrafını çıkarmak için tekstil işçisi olarak 60 yaşında bir annenin ayaklarının ağrısından ağlamasını istemiyorum.
Benim ülkemin insanları çalışıp ürettiği sürece bunu hakediyor. Hani çok refah ooo güllük gülüstanlık bir ülke de olduğunu düşünüp kendimizi de sermeyelim. Ama kısa ve Hiç lik makamına nasır olan bu hayatlarımızın, en azından şerefli kandırılmamış insanlar olarak, gözlerimizi hayata, zamanı geldiğinde yumabilmeliyiz..

3 yorum:

semaozturk.blogspot.com dedi ki...

Ben de yakında yazlığa geçiyorum cemrecim:) ben oraya gitmeden ev temizlenip hazırlanacak benim için:) sana şimdiden kolaylıklar diliyorum canım.. kızına da çook geçmiş olsun amann dikkat!! güzel, keyifli bir tatil diliyorum sana.... sevgiler...

Unknown dedi ki...

Bizim temizlik artık bizim yapabileceğimiz işten çoktaaan çıktı çünkü tadilat kirliliği karıştı işin içine...
süper sen birde taaşınacaksın. hadi bakalım kolay gelsin..sevgiler

bırtutamkekik dedi ki...

merhabalar:)
ne hoş,ne cici bir sayfanız war..
ışıl ışıl,sımsıcak ve içten.....
roman tadındaki yazılarınız aklımı başımdan aldı:)
bayıldım paylaşımlarınıza..
seve seve izleyiciniz oldum hemen....
bende sizi bekliyorum sayfama..
kucak dolusu sevgilerimle...
:)