30 Mart 2011 Çarşamba

PENCERE!!!!!!

(En severek çektiğim pencere fotoğraflarından biri öyle makinayla falan çekilmedi basit bir telefonla, idare edin)


Çocukluğumda, mevsimlerin anlamını henüz kavramamışken bahar geldiğini, evimizdeki balkonun düzenlenmesi, evdeki pencerelerin daha sık açılmasıyla anlardım. Balkondaki yerler yıkanır saksılar düzenlenir, duvara bir somya dayandırılır, sırtına renkli yastıklar konur, balkonda yer varsa muhakkak küçük bir masa ilave edilirdi. Balkondaki o terk edilmişlik görüntüsü hissi kaybolurdu. Bende hemen balkonda kendime ve çilli bebeğime yer edinirdim.
Evimize canlılık, bende de tarif edemediğim bir mutluluk olurdu. O yüzden benim için pencereler ve balkonlar çok önemlidir.
Gerçi bilen bilir İzmirliler için balkon kültürü çok önemlidir. Yaz gelince balkondan hiç çıkılmaz televizyon yerleştirilir. Meyveler yenir, çaylar içilir, sohbetler edilir kestirme uykular uyunur.
 Sıkılırsın pencereyi açıp bakarsın gelen geçenle avunur tekrar evin içine döner kendini televizyona yada başka bir şeye sabitlersin. Odanda temizlik ferah bir koku  hissetmek istersin, pencereyi açarsın odanda ki ağırlık gider hafiflersin. Sevdiğin evden çıkar pencereyi açarsın arkasından gidişine bakar kısa sürede tekrar gelmesini dilersin. Mecazi anlamda yeni bir hayata başlarsın "hayatıma başka bir pencereden baktım" dersin.
 Baharı hissetmek yaşamak çok güzel ve mutlu eder insanı... Ama insan çocukken, henüz daha omuzlarına hayatın ağırlığı, mücadelesi, oturmamışken bir başka hisseder o baharı, mutluluğu. Zira son üç yıldır baharla açılan pencerelerim içime çok çok mutluluk doldurmuyor. Nedenini sormayın! çok zor anlatmam. 
İsterdim ki her zaman o çocukluğumda duyduğum mutluluğu yaşayayım. Olmayabilir. Evet, ama şimdide hayat bir başka güzel, bir başka geldi bu bahar. Pencerelerimi açtım bu sabah dışarıdaki havayı çektim içime. Balkonumu düzenledim, pervane çiçekleri diktim saksılarıma. Açıp açıp çevremde pervane olsunlar diye....

6 yorum:

Nil dedi ki...

Burası da İskenderun. Aynı anlattığın gibi olur bizde baharları. Annemlerdeyken evi unuturduk resmen. balkonda yatar kalkardık. o kadar genişti ki herkesin bir divanı vardı. tv miz falan hep balkondaydı. şimdi benim balkonum k.ç kadar. üstelik parmaklık var. önüm arkam sağım solum hep bina. güneş görmüyorum. nefes alamıyorum. çamaşırdan zaten boş kalmıyor ki. bırak divan atayım, çiçek ekeyim.
Ahh bir evim olsa aynı anlattığın gibi yapacağım. saksılarıma çiçekler ekeceğim. divanımı masamı koyacağım. ve o zaman daha bir anlamlı olacak baharın gelişi.

çiçeklerin açınca onlarında fotosunu çek e mi :)

Profösör dedi ki...

Ancak böyle evlerde mutlu olunabilir. Eskisi gibi..

Unknown dedi ki...

küçük mucisem benimde balkonum öyle büyük değil sadece hava olsun diye değiştirdim..masa var ama oturulamıyor bile..en rahat yer neresi biliyormusun Ana Baba ocağı...ne olursa olsun 20 de 40 da olsan 50 de olsan kendi çocukların evin olsada...

Unknown dedi ki...

ayne öyle profösör..

Adsız dedi ki...

ilginc bilgiler icin tesekkurler

Unknown dedi ki...

Hangisi ilginç :)