29 Ekim 2010 Cuma

SAFRA KESEM SENİNLE SON GECEM!!!

Kırk yaşında beyaz tenli kadınların safra kesesinde taş olma ihtimalı nerdeyse yüzde yüz imiş..işte bende o gruptayım..o grupdayımdaaaaa. neden daha otuzdokuzun içinde iken bu acele bir kırk olalım geçelim dimi ama Ağrılarım artığı için doktora gittim bir sürü tekkik, ciğer filmi, ultrason o, bu, aha 2 taş var üstelik safra kesesi bağlantısını kapatmak üzere .... İki haftadır bir ağrı bir ağrı ne yersem yiyeyim karnım top gibi şişiyor acayip bir görüntü bulantı, kusma, sırtta ağrı ...doktorum 'alalım bununla yaşamak aldırmaktan daha zor' dedi...eeee iyi alalım dedim bende ne zaman alalım dedim salı alırız pazartesi yatarsın hastaneye dedi....bugün perşembe ..oooo aldımı beni bir telaş evde iki çocuk evi temizlik konusunda bok götürüyor buzdolapta bişey yok alışveriş yapmak lazım para sıkışıklığı var çok fazla açılmamak lazım..Her şeyi planlarım ben dama taşı gibi şunu şöyle yapmam lazım bunu böyle,ardından bunu böyle yaparsam böyle olur falan filan işte o moda soktum hemen kendimi...ama  mümkün değil evi temizleyemem.. fatma abla aranacak ara...halledildi...hastaneye götürülecekler işteee orda dur!! ben ameliyat dendiği anda hemen  kısa bir tatil buuuuuu diyerek beynimde bir ışık yandı ve tabi beyin bunu tatil olarak algıladığı için hemen hastaneye götüreceğim şeyler kafamda değişti.Ben öyle hastanenin çarşaflarınla yatamam hemen kendime 2 yastık kılıfı birde nevresim ayarlamam lazım..dedim ve yanıma alacağım nevresim takımın renklerine bakın koyu mor renk yastık kılıfları portakal rengi çarşaf ve koyu mor nevresim..Hijyen temizlik mendili, tuvalet kağıdı, kağıt havlu el sabunu, 5 kutu kaysı suyu kabız olmaktan korkuyorum çünkü,battaniye,yedek çamaşırlar, gecelik, diş fırçam macunum, parfüm..şeklindeki eşyalarla gittik hastaneye yanımda eşimin annesi kalıyor o gece allahım bu ne horlamaktır.....inanılmaz bir ses resmen strese  girdim yok böyle bişey...Sinirlerim bozuldu ..daha önce apandistim alınmıştı ameliyatı hatırlamıyorum onsekiz yaşındamıydım neydim...Vucudumda bir organım yok şimdide safra kesem olmayacak yavaş yavaş ağırlık oluşmasın diye aldırıyorum ben organlarımı...neyse saat iki ye doğru dalmışım bu yazının yarısını tamamlamıştım uyku tutmadığı için sabah saat 6.30 da tak tak tak kahvaltı dedi adamın biri yuh dedim yaaaa bu saatte...ben yiyemiyeceğim için gerçi aç kalmam gerekiyor..Kahvaltı diyen adamın arkasından günaydın demeye gerek duymayan suratsız bir hemşire girdi kan alıcam dedi alamadıda beceriksiz on yerime soktu iğneyi yok şu kolunada bakayım insan beceriksiz olunca kolaya kaçar misali bir kan almak için, yok damarın görünmüyo burdan almayayım yok burasıda şeyde kullanılcak nede kullanılcak bi açıklama yap!!en çok acıtan yerden aldı elimden meymenetsiz kadın...ben severim aslında hemşireleri ama bu suratsızdı yahu....kabaydı...ama olan bana oldu canımı yaktı elimi morarttı ...eşimin annesini eşim bizim eve götürdü annemle babam geldi kırk yaşında bir kadın pardon otuzdokuz annesini odada tur atarak bekler mi yaa dört döndüm dört..Yol kapalıymış neyse geldiler ardından hastabakıcı şakir abi cici ameliyat gömleklerimi getirdi...İşteee benim kalbimin çıktığı andı o öleceğim sandım...bir buçuk saat öldüm dirildim  şakir abi aldı beni yukarıya ameliyat için bekleme odasına götürdü orada artık dünyadan koptum ...boş gözlerle bakarken bir hareketlilik dikkatimi çekti ameliyattan çıkan doktorları hemşireleri seyretmeye başladım içerden hijyen sabolarınla gelip çıkarıp, onları temiz sabo dolabı yazan yere koyup, bir merdiven çıkıp kirli dolabından hijyen olmayan sabolarını giyiyorlardı belki öyle bir altmış kişi seyrettim diyebilirim..sıkıcı ve akıcı bir trafikti...sonra ameliyathaneye gidip hemşireye heyecanlıyım dediğimi hatırlıyorum...birde ameliyat masasında o bildik sahne gerçekleşti hani eski türk filmlerinde ameliyat masasında yatanın göya gözlerinle çekilen o ışıkların flulanıp kaybolması sahnesi ...hah işte o sahneyi hatırlıyorum..yemin ederim son gördüğüm görüntü buydu.....safra kesemle geçirdiğim son saniyemdiii...

konuyla ilgili müzik dinle

3 yorum:

Üsturupsuz Yazar dedi ki...

Oy geçmiş olsun!

Adsız dedi ki...

yorum yazma özürlüsün sanırım.
Olabilir. İzmir kadınlarında bir dikbaşlılık mevcuttur.

deeptone dedi ki...

üfff. çok geçmiş olsun. üzüldüm.

bak işte herşeyi planlama. aman bırak akışına biraz.

titizsin de.
:)))